Dostdivanı Sohbet odaları, dost divanı chat siteleri geçen zaman içerisinde bir çok insana ev sahipliği yaptı, bir çoğunu ağırladı. Geldikleri ilk günü hatırlarım, önce etkili bir selam ve kelam ardından da küçük arkadaşlıklar ve sanal dünyaya sığdırılmaya çalışılan dostluklar. Fakat geçen zaman zarfında farkettik ki, dostdivanı sohbet sitemizde dostum dostum diye tepemizde taşıdıklarımız meğerse iki yüzlü yalancılarmış. Sanal siteler arasında bir hamamböceği edası ile gezen ve bize dostmuş gibi görünen bu insanlar, meğer bizi içten yıkmak için çaba gösteren haşhaşilermiş. Rakip sitelerle irtibatını kesmeyen, en ufak bir şeyde sırtımızdan hançer vurmaya çalışan embesiller, sizinle hiç bitmeyen bir ladesim var, bütün yaptıklarınız aklımda. Sakın beni unuttu sanmayın.
Dost deyince aklıma Seyid Meftuninin bir sözü geldi. “Dost cemalin benzer Güneşe, Aya; bakamam yüzüne, yandırır beni. Aşığı kül eyler sendeki ziya, gonca güller gibi soldurur beni.”
Aşkın yedi halinde dost aşkını anlatmak isterim sevgili dostlarıma ve şemsin narına, mevlananın hatırına. Dostların yangını ve yazgısı sevgili olanlardan çok farklıdır. Çünkü sevgililer ayrılırken yangın gittikçe harlanır. Dostlar birbirine kavuştuğunda ise külü duman, gülü harman ederler. Baktıkları her yeri yangın yerine çevirirler. Canlar sohbet sitemizi açmamızın nedenlerinden birisi de, dostluk kavramını, Can dost kavramını dost dediğimiz kişilere aşılayabilmektir.
Kafa karıştırıcı bir soru sorduk galiba. Dost olmak veya dost bulmak kavramı iki bilinmeyenli bir denkleme benzese de, aslında çok bilinmeyenli bir matematik sorusu gibidir. Çoğunluk bu soruya dost bulmak diye cevap verirler. Esasen bu cevabı verenlerin aradığı, kendi yapısına uygun, gönlüne hoş gelen, iyi gün dostu denilen türden aradığı fake bir dostluktur. Bu dostluk dediğimiz gibi gölge yani geçici bir dostluktan ibarettir. İşte asıl mesele dost olabilmektir. Önce kendi kendine, sonra düşünceye, komşuya, sokağa, semaya, hayvanata, yolda gezen uyuz bir kediye, solan çiçeğe, dağlara taşlara, insanlığa, tarihe, coğrafyaya, kitaba, bedenine, uykuna, uyanıklığına, aşka, hayra ve şerre, gönülden gelene, gönül verene dost olabilmek.
Şimdi bazılarınızın bana şunu sorduğunuzu hisssettim. “Yahu KaRa herşeye dost olabiliyorsak, dostluğun değeri nerede kaldı?” Dost dediğin az bulunmalı, sadece bana ait olmalı, benim sevdiğimi sevmeli, benim konuşmadıklarımla o da konuşmamalı.”
Evet sevgili okurlarım, sorunun içinde cevabını da kendiniz verdiniz. Ağzınız değil kalbiniz konuştu. Neyi mi konuştu?. Siz “Dost Benim Olmalı, Başkasına Dost Olmamalı” derken siz aslında kendinize dost değil köle istiyorsunuz, bir yol arkadaşı değil oyuncak istiyorsunuz. Hakikat veya marifet değil, bir avuntu istiyorsunuz. Cevabınızı sorunuzun içinde kendiniz vermiş oldunuz. Sizi tebrik ediyorum. Allah cümlemizi dosttun ve dostluğun kıymetini bilenlerden eylesin. Sohbet odaları ekibinden yazarınız ben kara dostdivanı sohbet makalemizin sonuna gelmiş bulunmaktayız.
Hakkında bir yorum “Dostdivanı Sohbet”
Şubat 18, 2023 saat 2:54 pm
Merhaba KaRa bu konuyla ilgili şunları yazacam dostluk guzeldir tabiki gerçekten dostlarsa menfaat yok ise güzel dostluklar kurulur sohbet alanlarında benimde var dost gordum insanlar iyiki varlar iyikide tanımışım teşekkürederim yazin için emegine yuregine sağlık